23 Mart 2015 Pazartesi

YÜKSEK ATEŞ ve DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

YÜKSEK ATEŞ ve DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

        Bilindiği üzere ateş yüksekliği çocukları olan aileleri çok fazla endişelendirmekte ve bazı yanlışlıklara yönlendirmektedir. Bu yüzden sizlere yüksek ateş sırasında ailelerin öncelikle yapması gereken müdahaleler ve yapılmaması gereken davranışlar hakkında www.bebekavm.com.tr olarak önerilerde bulunacağız.
     Öncelikli olarak ölçüm sonucunun değerlendirilmesi bilinmelidir.  Bu yüzden ‘ateş’ tanımı yapmamız gerekli.  Normal vücut sıcaklığımız 37 C dır. Yapılan ölçümün; koltuk altından 37,3 C, ağızdan 37,5 C, kulaktan ve rektal 38 C üzerinde olması ‘ateş’ olarak tanımlanır. Aşırı ateş (hipertermi) ise 41 C'nin üstü olarak tarif edilmelidir. 
     Ateş yüksekliği çocuklarda geçirilen enfeksiyonun en erken belirtisi olurken bazen de normal vücut işlevi sırasında da yükselmektedir. Ancak gün içinde sıkı giyinme, egzersiz yapma, havanın sıcak olması gibi etkenler bağlı olarak 38-38,5 C’ye kadar yükselebilir. Bu sebeplerden dolayı, çocuğun çok fazla hareket etmesi (koşma, hareketli oyunlar oynaması vb,) ortam sıcaklığının yüksek olması, çok sıkı giydirilmesi veya çok fazla ağlaması durumlarında yapılan ölçümler yanıltıcı olabilir ve hastalık olmadığı halde ateş yüksek saptanabilir. Bu durumlarda, çocuğunuzu oda sıcaklığında (24C) yarım saat beklettikten sonra ölçümün tekrar edilmesi gerekmektedir.  
         Ateş ölçümü; ağız, kulak içi, koltuk altı ve makattan yapılabilir. Ateş ölçümünde en pratik yöntem koltuk altından veya deri yolu ile ölçümün yapılmasıdır. Deri yolu ile ölçüm yaparken çocuğun çok sıkı giyinmemiş olmasına, ve ölçümün boyun, kasık gibi ana arterlerin olduğu bölgelerden yapılmamasına dikkat edilmelidir. 

         Ateşli hastayı değerlendirirken asıl önemli olan hastanın genel durumu ve eşlik eden şikayet veya bulguların olup olmamasıdır. Sadece ateş yüksekliği enfeksiyonun kesin göstergesi olarak kabul edilmesi yanlış olabilir ve bizlere gereksiz yere ilaç kullanımına yönlendirebilir. Bu yüzden ateş öncesi dönemi hakkında mutlaka doktorunuza bilgi vermeniz gerekmektedir.
  • Halsizlik
  • Uyuklama
  • Titreme
  • İştahsızlık
  • Başağrısı
  • Baş Dönmesi
  • Kulak Ağrısı
  • Burun Tıkanıklığı
  • İshal
  • Geniz bölgesinde devamlı olan akıntı
  • Karın Ağrısı
  • Kusma
  • Sabahları olan ağız kokusu
  • 3 günden uzun süren balgamlı öksürük
  • Son bir hafta içinde benzer belirtilerin ortaya çıkması
         
          Yukarıdaki belirtilerle birlikte ateş yüksekliğinin olması büyük olasılıkla enfeksiyon lehine yönlendirecektir. Tabi ki enfeksiyonun tanısı hikaye ile sınırlı değildir. Mutlaka fizik muayenesi gerekirse kan tahlilleri ile doğrulandıktan sonra doğru ve akılcı ilaç tedavisine başlanmalıdır.
ATEŞ YÜKSEKLİĞİNDE YAPILMASI GEREKENLER
          Ateş yüksekliği çoğu zaman daha çok akşam aile bireyleri ile evde otururken ateşi çıkan çocuğun her zamanki davranışlarından daha uysal ve daha yorgun bir şekilde davranması, uyuklama halinin görülmesi ile fark edilir. Akşam yemeğinde iştahsız olması veya yemek sonrası kusma görülmesi yine ateşin yükselebileceğini işaret etmektedir. Birçok aile bireyinin yaptığı en büyük yanlış çocuğun ateşi yükseldiğinde evde hiçbir müdahale yapmadan büyük bir telaş içinde acil servise başvurulmasıdır. Şu unutulmamalıdır ki ateş yüksekliğine ilk müdahale yöntemi sıvı içirilmesi, ince kıyafetler giydirilmesi ve çocuğun aktivitesinin azaltılmasıdır. Ateş 39 C üzerinde ise ateş düşürücü daha önce hekimin önerdiği dozda verilmelidir. Ateş düşürücü verildikten 30-60 dakika sonra hala ateş yüksekse ılık su ile duş aldırılmalıdır. Çocuğunuza duş aldırırken dikkat etmeniz gerek nokta kesinlikle titremesini engellemenizdir. Eğer çocuğunuz titremeye başlarsa suyun sıcaklığını kademeli olarak artırıp titremesini azaltınız. 
      Ateş yüksekliğini fark eden  aile bireylerinin telaş yapmaması ve hekime başvurmadan önce evde ilk müdahaleyi mutlaka yapması gerekmektedir. Özellikle 6 ay ile 2 yaş arasında ilk ve tek çocuğu olan aile bireyleri acil servise çok aşırı bir stres ve endişe içinde başvurmaktadır. Oysaki endişelenmek yerine evde yapılması gerekenlerin bilinmesi ve uygulanması hem aile hem de çocuk için çok daha rahatlatıcı olacaktır.
      Ateş yüksekliği olan çocukların;
·    Çok sıcak ortamlarda bulunmaması
·    Üzerine sıkı kıyafetler giydirilmemesi
·    Yatarken yün yorgan ve kalın battaniye kullanmak yerine ince yorganlar kullanması
·     Soğuk su ile duş aldırılmaması
·    Çok sıcak yiyecek ve içeceklerin verilmemesi
.    Sirke, Alkol, Kolonya gibi irrite edici maddeleri vücuda temas etmesinin engellenmesi
.    Olabildiğince sakin ve gürültüsüz bir ortamda dinlenmesinin sağlanması  gerekmektedir.
      Ailelerin ateşle ilgili bilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise ateşin bir hastalık değil, bulgu olmasıdır. Bu sebeple hastalık-enfeksiyon kontrol altına alınana kadar (çoğu zaman bu süre 48-72 saat sürer) ateşli ve ateşsiz dönemler birbirini izleyecektir. 72 saatten uzun süren ateş durumunda hekime tekrar başvurulmalıdır.
             
ATEŞ YÜKSEKLİĞİNİN KONTROLÜ
     Ateş yüksekliğine müdahale ettikten sonra ateşin belli düzeylerde tutulması için düzenli bir şekilde ateş düşürücü ilaçların kullanılması gerekmektedir. Vücudumuzda oluşan ateş beyin içerisinde hipotalamus denilen bölge tarafından kontrol edildiği için ağızdan alınan ateş düşürücülerin etkisi çok fazladır. Bu bölge üzerine düzenli olarak etki etmesi için kullanılan ateş düşürücülerin 6 veya 8 saatte bir düzenli bir şekilde verilmesi gerekmektedir.  Ateş düşürücü verilmeden önce hastanın ateşi tekrar ölçülmeli ve ateşi yüksek değilse ateş düşürücü dozu ateş yükselene kadar ertelenmelidir.
   ÖNERİLER
       Ateş yüksekliği olan çocuklara yeterli derecelerde sıvı takviyesinin mutlaka yapılması gerekmektedir. Çocuklarda ateş yüksekliği sıvı kaybına neden olur. Bu yüzden ateşli hastalık dönemlerinde çocuklarınıza normalden daha fazla sıvı vermeniz gerekmektedir. Su, ılık çorba, taze sıkılmış meyve suları ile günlük ihtiyacı olan ve ateş nedeni ile kaybedilen sıvıyı yerine koymanıza yardımcı olacaktır.
      Beslenmesi konusunda çocuklarınıza asla ısrar etmeyiniz. Unutmayınız ki çocuklarınızın da yemek yememe gibi bir hakları vardır. Hasta oldukları zaman onların daha çok istedikleri yemekleri yemesini sağlayınız. Bol sıvı ile birlikte yemek yemesini amaçlayınız.
       Yüksek ateşli hastalık geçiren çocuklarınızı, evde ateşsiz 24 saat geçirdikten sonra zaman okula gönderiniz. Okula başlama zamanı ile ilgili hekiminizin ek önerisi varsa mutlaka buna uyunuz. Öğretmenine gerekli bilgileri veriniz kullanması gereken ilaçları not ederek belirtiniz. Ateş takibi yapılması konusunda ricada bulununuz.
      Çocuklarınıza sıkı ve kalın kıyafetler giydirmeyiniz. Onları olabildiği kadar ılık ortamlarda bulundurunuz.  Ateşli dönemde günlük hareketli aktivitelerini kısıtlayınız; olabildiğince dinlenmesini ve enerji toplamasını sağlayınız.
         Düzenli olarak ateş düşürücü ilaç verildiği halde ateş yüksekliği olan çocuklarda sık sık ılık duş aldırılması ateşin hızlı bir şekilde düşmesine yardımcı olacaktır.
Lütfen Hekim Kontrolü Dışında Kendi Başınıza Antibiyotik Tedavisi başlamayınız !!!
                HANGİ ATEŞLİ HASTALARIN HEMEN MUAYENE EDİLMESİ GEREKİR:
         Ateşli bir bebek 3 aydan küçükse mutlaka hekimine veya acil polikliniğe başvurmalıdır.
        3 ay ila 6 ay arasındaki çocuklarda ateş yüksekliğinin 38,5 C'nin üzerinde olması; ilave olarak; beslenmenin zayıflaması, sık kusmaların ortaya çıkması, vücudunda aniden ortaya çıkan mor beneklerin veya kızarıklıkların görülmesi, huzursuzluğunun olması, ağlama nöbetlerinin görülmesi, uykuya meyillin fazla olması, ishalinin olması, ağlarken gözyaşlarının az gelmesi, ağız kuruluğu;
         6 aydan büyük çocuklarda 39 C veya daha yüksek ateş ölçülüyorsa ve buna ek olarak; ateş düşürücü verilmesine rağmen ateş yüksekliğinin devamlı olması halinde, yeterli sıvı almada veya beslenmede güçlük çekiyor ise(sık kusmaları veya günlük 6 ve üzerinde ishali varsa); sık idrara çıkma hikayesi ayrıca idrar yaparken yanma hikayesi var ise…
Lütfen en yakın sağlık kuruluşuna hemen başvurunuz
Bunun dışında kalan çocuklar; evde gerekli müdahale yapılarak sonraki gün poliklinlik muayenesine getirilmelidir.www.bebekavm.com.tr olarak acil şifalar diler yukarıdaki bilgilerin faydalı olmasını dilerizi

22 Şubat 2015 Pazar

BEBEĞE OYUNCAK VERİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ

Bebeklere oyuncak verirken nelere dikkat etmek gerekir?
- Bebeğinizi şeritli ya da ince iplikli bir şeyle tek başına oynamaya bırakmayın.
-Oyuncaklara bağlı, dikili şeylerin sağlam olup olmadıklarını kontrol edin.
-Bebeğin bütün oyuncakları düz ve yuvarlak kenarlı olmalı. Sivri uçları, keskin kenarları bulunmamalıdır.
-Bebekler her şeyi ağızlarına götürürler. Boyalı oyuncaklar alırken, bu boyalarda kurşun bulunup bulunmadığını, mutlaka kontrol edin.
-Bir araya bağlanmış nesneler, halkalar, boncuklar ve küçük plastik mutfak eşyaları, bebeğiniz için avuçlanacak, sallanıp ses çıkaracak, emilecek ve çiğnenecek şeyler olacaktır. Bu nedenle birbirinden kolayca ayrılıp yutabileceği parçalardan oluşmamalarına dikkat edin.
Bebeklerin ilk oyuncakları nasıl olmalı?
Bebeğiniz tanıdık yüzlü ve hoşa giden kumaştan yumuşak, hafif şeylere yanıt vereceği için ilk aylarda, kavrayabileceği ve sarılabileceği bir oyuncak ayı, küp ya da top biçiminde küçük, yumuşak oyuncaklar, en sevdiği şeyler haline gelecektir.
Bebeğiniz büyümeye başladıkça avucu ile kavrayabileceği ebattaki oyuncakların yerini, ilerleyen aylarda hareket ettirebileceği oyuncaklar alacaktır. İlk aylarda eline aldığı oyuncağı tanımak isteyen bebek, ağzına götürerek, özelliklerini keşfetmeye çalışacaktır. İlk altı ay sonrasında çocuk gelişimi hız kazanır. Motor becerileri gelişirken, bebeğin çevreyi tanıma çabaları artar. Parmakları ile yediklerini keşfetmek ister. Bu dönemde yemekyeme becerisinin gelişmesi için deneyimleri desteklenmelidir. Onunla oyun oynarken sakladığınız oyuncağı merak eder. Bu oyunu sık kullanın. İletişim kurarken göz temasına özen gösterin. İsmini söyleyin, kısa net cümleler kurun, oyuncaklarını karşılıklı alıp verin. Yüz ifadeniz ve ses tonunuzda yarattığınız farklılıklar sizi dinlerken dikkatini toplamasını sağlayacaktır. İlk altı ay içinde sakladığımız nesneleri aramayan bebek, dokuzuncu aydan sonra kaybolan oyuncağını takip eder ve bulmaya çalışır. Basit talimatları anlar. Objelere dokunmasını sağlayın ve bunlar hakkında onunla konuşun, anlatın. Oyuncaklarını beraber toplayın, şarkı ve tekerlemeler söyleyin.
Bir yaşından sonra bebekler nelerle oynayabilir?
1 yaş dönemi çocukları için; plastik, ahşap, kumaş gibi farklı ebat ve malzemelerden yapılmış oyuncaklar tercih edilmelidir. Renkli ve ses çıkaran oyuncaklar ilgilerini çekecektir.
Seslerin arttığı ve konuşmanın hızlandığı bu dönemde çocuğun kendi yaşıtları ile birlikte olmasını sağlayın. Aynı yaş döneminde olsalar bile, çocuklar arasında gelişim farklılıkları olabilir. Bir arada bulunmaları, öğrenmiş oldukları farklı becerileri birbirlerine öğretmelerini sağlayacaktır. Nesneleri parmağınızla gösterin ve isimlerini söyleyin. Top kelimesinin anlamını bilmesi için topu tanıyor olması gerekir. Çevresinde bulunan objeleri bu yöntemle tanıtın. Az yazılı ve bol resimli hikaye kitaplarını birlikte inceleyin, okuyun. Boya kalemleri ve kağıtlarla vakit geçirmesini sağlayın.
Yürümeye başladığında ne gibi önlemler alınmalı?
Bebek yürümeye başladığı dönemde her şeye dokunarak tanımak isteyecektir. Kendisine zarar vermeden bunu yapmasına izin verin. Fırsat oluştukça anlatın. Güvenliği için risk oluşturabilecek ev eşyalarına ulaşmasını engelleyin. Bu dönemde 'hayır'ı anlayabilir. Tekrar denediği durumlarda kararlı olun.bebekavm.com.tr de birbirinde güzel oyuncakları cok uygun fiyatlara bedava kargo secenegıyle bulabılırsınız.

8 Şubat 2015 Pazar

Anne ve Bebek İhtiyaçları ve Alışveriş Listesi


Anne ve Bebek İhtiyaçları ve Alışveriş Listesi
Bebeğiniz dünyaya gelmek üzere. Bu ne büyük ve tatlı bir heyecandır. Onun için yaptığınız herşey, her hazırlık da aynı şekilde her geçen gün sizin heyecanınızı daha da artırır. Bu tatlı heyecanlardan birisi de bebek alışverişidir.
Tüm ihtiyaçları aynı gün almazsınız tabi ki. Aklınıza yeni birşeyler geldikçe ve yeni farklı ihtiyaçları hatırladıkça yeniden alışveriş yapar, eksikleri bir bir tamamlarsınız. Bir yandan da kendinize sorarsınız “acaba bir eksik kaldı mı” diye. Bu durum için en büyük yardımcınız önceden hazırlanmış listelerdir. Tüm ihtiyaçlar önceden tecübe edilmiş ve düşünülmüş olduğu için bu listelerde sizin için herşey vardır. Siz de alışveriş listenizdeki alınacakları birer birer temin eder ve bu eksikleri tamamlarsınız.
İşte size Bebek AVM ‘den işinizi kolaylaştıracak, bebeğinizin ve sizin tüm ihtiyaçlarınızı karşılayan bir alışveriş listesi.
Öncelikle ihtiyaçları zamanlarına ve kullanım yerlerine göre gruplamak en mantıklı ve pratik olan çözüm. Gelin o ihtiyaç gruplarına bir göz atalım:
Anne İhtiyaçları, Hastane Çıkışı ve Kıyafet İhtiyaçları, Bebeğinizin Temizlik ve Bakım Eşyaları, Banyo Malzemeleri, Emzirme ve Beslenme Malzemeleri, Bebekle Yolculuk İhtiyaçları için Malzemeler, Bebek Yatağı ve Mobilya İhtiyaçları, Elektronik Cihazlar
Anne İhtiyaçları
·         Göğüs pedi
·         Hamile külotu
·         Göğüs pompası
·         Meme ucu kremi
·         Alçak topuklu / topuksuz terlik
·         Önden açılan hamile / lohusa pijama ve gecelikleri
·         Lohusa külotu
·         Emzirme sütyeni
·         Hijyenik kadın pedi
Hastane Çıkışı ve Kıyafet İhtiyaçları
·         Hastane çıkış seti
·         Yeni doğan bezi
·         Hangi sıklıkta çamaşır yıkayabileceğinize göre sayısını belirleyeceğiniz body (mevsime göre kolsuz, yarım kollu veya uzun kollu tercih edebilirsiniz)
·         5 civarında külot
·         3-5 tane geniş yaka fanila
·         5 civarında tulum
·         3 adet pijama
·         3-5 çift yumuşak çorap / patik
·         2 tane önlük
·         Yelek
·         2 tane hırka ve mont (kış aylarında iseniz eldiven, atkı vb ürünleri de ekleyin)
·         Mendil
·         Pamuklu şapka veya bebek başlığı
Bebeğinizin Temizlik ve Bakım Eşyaları
·         Bakım çantası
·         Islak mendil
·         Temizleme havlusu
·         Göbek bağı bandı
·         Alt değiştirme örtüsü veya yatağı
·         Yalancı emzik ve emzik kutusu
·         Tırnak makası
·         Dişlik
·         Farklı boyutlarda tülbentler
·         Termometre
·         Burun aspiratörü
·         Bebek eldiveni
·         İlk haftalarda pişik, kordon ve göz temizliğinde işe yarayacak olan steril pamuk toplar
Banyo Malzemeleri
·         Bebek küveti
·         Banyo termometresi
·         Bebek bornozu (başlıklı)
·         Banyo süngeri
·         Şampuan, sabun, losyon ve pişik kremi
·         Bakım yatağı
Emzirme ve Beslenme Malzemeleri
·         Biberon ve biberon ısıtıcı
·         Emzik
·         Mama sandalyesi
·         Mama tabağı ve kaşık
·         Diş kaşıyıcı
·         Emzirme minderi
Bebekle Yolculuk İhtiyaçları için Malzemeler
·         Oto koltuğu
·         Kanguru
·         Puset
·         Ana kucağı
·         Portbebe
Bebek Yatağı ve Mobilya İhtiyaçları
·         Gardrop
·         Bebek karyolası
·         Yatak, yastık
·         Pike, battaniye, yorgan
·         Cibinlik
·         Çarşaf ve nevresim takımı
·         Kenar minderi
·         Şifonyer
Elektronik Cihazlar
·         Oda nemlendirici
·         Biberon ısıtıcısı
·         Bebek telsizi
·         Sterilizatör
·         Güvenlik için priz koruyucular

Hazırladığımız liste daha önce de belirttiğimiz gibi genişletilmiş ve birçok annenin zamanla geçirdiği tecrübelerle oluşturulmuş bir listedir. Örneğin bebeğinizin doğduğu andan itibaren yaklaşık birinci yaşına kadar ihtiyacınız olabilecek tüm gereçler listeye dâhil edilmiştir.
Bu yüzden listeyi biraz büyük ve uzun gibi görüp de paniklemenize gerek yok. Bu ürünlerin bazıları bebeğiniz doğar doğmaz değil, zaman içinde örneğin ilerleyen aylarda birer birer ihtiyaç duyacağınız malzemeler. Yani ihtiyacınız oldukça tamamlayabileceğiniz anne ve bebek ürünleri.
Ayrıca bu ürünlerden bazılarının da size ve yeni bebeğinize hediye olarak da gelme olasılığının yüksek olduğunu hatırlatalım. Haliyle telaşlanıp fazla fazla almanıza gerek yok.
Bebeğinizin ve sizin ihtiyaçlarınız için öncelikle piyasa araştırması yapabilir ve sonra da fiyatlar ile kaliteyi karşılaştırdıktan sonra internetten de alışverişlerinizi yapabilirsiniz. Alışveriş için en doğru zaman sizin en rahat ve en keyifli olduğunuz zamanlardır. Bebek AVM’de sizler ve ailenizin en yeni ve en sevimli üyeleri için her tür detay düşünülüyor ve hazırlanıyor. En özel ihtiyaçlarınızı en uygun fiyatlarla ve rengârenk bir ürün yelpazesiyle Bebek AVM’de bulabilirsiniz.
Sizi de renkli dünyamıza bekliyoruz…

Herkese mutluluklar dileriz.

6 Şubat 2015 Cuma

Araçta Kucaktaki Çocuğun Tehlikeleri

Bir çarpışma anında, kucağınızdaki çocuğu tutmanız mümkün değildir.
Anneler ve babalar, ön yolcu koltuğunda veya arka koltukta otururken çocukları kucaklarında seyahat ettirirler. Çocuklarını tutabileceklerini, koruyabileceklerini sanırlar.
Saatte sadece 45 kilometre hızla hareket eden bir araç aniden durduğunda, bu arabanın içinde seyahat etmekte olan 25 kiloluk bir çocuk, olduğu yerden fırlarken yavru fil ağırlığına ulaşır. Bu etki, aynı çocuğun neredeyse üçüncü kattan düşmesiyle eşdeğerdir.
Böyle bir kütleyi tutmak, durdurmak mümkün değildir. Bir otomobilin içinde seyahat eden herkes emniyet kemeri takmalıdır. Yetişkinler için de, çocuklar için de bu böyledir. Düşük süratlerde bile olsa, çarpışma sırasında ortaya çıkan enerji inanılmazdır. İnsan kas ve kemik yapısının buna direnmesi mümkün değildir. Otomobilin içinde herkes doğru yerde oturmalıdır. Ölümcül kazaların %30’unun düşük süratlerde ya da yakın mesafelerde meydana geldiği unutulmamalıdır.
Ölümcül riskleri,www.bebekavm.com.tr'den satın aldığınız  doğru çocuk koltuğunu doğru şekilde kullandığınız zaman ortadan kaldırmanız mümkündür!

Çocuk Koltuğunun Yerleştirilmesi

Araçlar içinde seyahat eden çocuklar için çocuk koltuğu kullanılması ne kadar hayati bir gereklilik ise, çocuk koltuğunun doğru kullanılması da o kadar hayati bir konudur.
Çocukları için araç koltuğu edinen anne ve babalar, büyük çoğunlukla bu koltuğu yanlış kullanıyorlar. Araç koltuklarına doğru bağlanan çocukların, kazalarda %75 hiç zarar görmedikleri ve büyük kazalarda ise %67korundukları bilinen bir gerçektir. Fakat, çocuk koltuğunun araca yanlış yerleştirilmesi veya çocuğun çocuk koltuğuna yanlış ya da eksik bağlanması, bir kaza sırasında korumayı minimum seviyeye indirebilir. Bu da, çocuğun kaza sırasında çocuk koltuğundan hiç yararlanamaması sonucunu doğurur.
Çocuk koltuğunun doğru seçimi kadar doğru kullanımı da çok önemlidir. Bu konuda hem araç üreticisinin hem de çocuk koltuğu üreticisinin önerileri ile talimatları çok iyi anlaşılmalı, eksiksiz uygulanmalı, hangi nedenle olursa olsun taviz verilmemelidir.www.bebekavm.com.tr birbirinden güzel oto koltuklarını özel giiyatlarla ücretsiz karoyla satın alabilirsinizi.

Hamilelikte Araç Güvenliği


Emniyet kemeri kullanımında, hamile kadınların durumunu uzun süredir araştırmakta olan uzmanlar, çesitli simülasyon teknikleriyle deneyler yaptılar ve kaza sırasında anne karnındaki bebeğin durumunu incelediler. Sonunda, bir kaza sırasında doğmamış bebeğin göreceği en büyük zararın, annenin göreceği zarar olduğu fikrinde birleştiler.
Otomobilde seyahat eden herkes, hamile kadınlar dahil,emniyet kemeri mutlaka takmalıdır.
Bu tartışmasız bir durumdur.
Hamile kadınların emniyet kemeri kullanmaları konusunda önemli olan, emniyet kemerinin nasıl takıldığıdır. Emniyet kemerinin alt bölümü kalçaya doğru indirilmeli, karnın alt kısmına yerleştirilmelidir. Kemerin üst bölümü ise, göğüslerin arasından ve bebeğin etrafından dolaştırılmalıdır.
Kemer ile beden arasında boşluk kalmamalıdır. Kemer anneyi de rahatsız etmeyecek kadar gergin olmalıdır.
Hamileliğin son dönemlerinde araç kulanılması önerilmez.
www.bebekavm.com.tr önerisi Direksiyon, hava yastığı ve emniyet kemeri bir kaza sırasında doğmamış bebeğe zarar verebilir aracın hız sınır dısına cıkılmamalıdır.


Kışta Mutlu Hamilelik Tavsiyeleri

Kışta Mutlu Hamilelik Tavsiyeleri

Hamilelik dönemi kış aylarına denk gelen anne adaylarının beslenmeden giyime birçok konuda dikkatli olması gerekiyor.

Annenin hamilelik süreci oldukça hassas bir dönemdir. Özellikle çok soğuk olan kış aylarında anne adaylarının daha bir dikkatli olması gerekiyor. Bu zamanlarda soğuktan sakınmak, sağlıklı bir hamilelik açısından büyük önem taşıyor. Bebeği olumsuz yönde etkileyecek durumlardan korumak ve düşen vücut direncini güçlendirmek için beslenmeden hijyene, giyimden ilaç kullanıma kadar birçok konuya özen göstermek gerekiyor.
KIŞ AYLARINDA YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER TÜKETİN
Kış aylarında dengeli beslenme metabolizmayı güçlendirmek açısından çok önemli. Bu nedenle gün içinde her besin grubundan yeterli miktarda alınmalı. Besinlerden gerekli karbonhidrat, yağ, vitamin, protein ve minerallerin sağlanması gerekiyor. Hamileliği kış aylarına denk gelen anne adayları şanslı da sayılabilir. Çünkü pırasa, ıspanak, kereviz, lahana ve karnabahar gibi demir zengini yeşil yapraklı, lifli sebzeleri döneminde tüketmeleri mümkün.
A VE C VİTAMİNLERİ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNE DESTEK
Bağışıklık sistemini destekleyen A ve C vitamini alımını özellikle hamilelik sürecinde ihmal etmemek gerekiyor. Sizin için yeterli olan vitamin miktarını turunçgiller, havuç, brokoli, kabak, yeşil biber, karnabahar, yeşillikler gibi sebze ve meyvelerden sağlayabilirsiniz. Öte yandan C vitamini ile alınan demirin bağırsaklardan emilimi daha kolay ve fazla olduğundan posalı meyve ve sebzeleri tüketmenizde fayda var. Bağırsak hareketlerini arttırdığından taze sıkılmış meyve sularını da tercih edebilirsiniz.
D VİTAMİNİ İHTİYACINIZI BALIK İLE KARŞILAYIN
Hamilelik döneminde fazla kilo almamak hem bebek hem de anne açısından önemli. Fazla kilo alınımını önlemek için protein, vitamin ve kalsiyum ağırlıklı bir beslenme programının tercih edilmesi gerekiyor. Et, balık, tavuk, yumurta gibi besinlerle protein; süt, ayran, yoğurt gibi süt ürünleriyle kalsiyum; bol bol sebze ve meyve tüketerek de vitamin ihtiyacınızı kolayca karşılayabilirsiniz. Özellikle D vitamini ihtiyacını karşılamak için balık tüketimi çok önemli bir yer tutuyor. Haftada 1 porsiyon balık tüketmek kemik ve diş gelişimine katkı sağlıyor.
KAPALI VE KALABALIK ORTAMLARA DİKKAT
Soğuk havalardan kaçan anne adayları kış aylarında genellikle kapalı yerlerde vakit geçirmeyi tercih ediyor. Ama kalabalık bir ortamda birçok kişinin aynı havayı soluması hamileler için sağlıklı değil. Gidilen ortamda sağlıklı bir havalandırmanın olup olmamasına dikkat etmek gerekiyor. Çünkü yetersiz havalandırma bulaşıcı hastalıkların daha kolay yayılmasına sebep olabiliyor. Bunun yanı sıra evlerde de doğalgaz, soba kullanımı, tozlar gibi nedenlerle de sağlıksız hava ortamı oluşabiliyor. Bu nedenle evi sık sık havalandırmak fayda sağlıyor. Bebekte gelişme geriliği, düşük doğum ağırlığı, öğrenme ve davranış bozukluğuna sebep olan sigara dumanından da anne adaylarının kaçınması gerekiyor.
BURUN TIKANIKLIĞI İÇİN TUZLU SU
Her insan gibi anne adayları da soğuk algınlığı ya da gribe yakalanmamak için kapalı ve kalabalık alanlarda uzun süre kalmamalı. Eller de sık sık yıkanmalı. Hastalık bulaştığında ise hamilelerin istirahat etmesi ve bol sıvı tüketmesi gerekiyor. Bu dönemde bebeğinizin de sizin de enerjiye ihtiyacı olduğundan beslenmenize daha fazla özen göstermelisiniz. Burun tıkanıklığı için tuzlu su ya da okyanus suyu kullanın. Ama öksürük, ateş ve nefes darlığı gibi semptomlar varsa en kısa zamanda doktorunuza başvurun. Çünkü doktorunuza danışmadan kesinlikle ilaç kullanmamalısınız. Hastalığın zatürre veya bronşite dönüşmemesi için erken müdahale büyük önem taşıyor.
YÜNLÜ VE PAMUKLU KIYAFETLER GİYİN
Kışın soğuk havadan korunmak için yünlü ve pamuklu, hava alan, yumuşak kıyafetler tercih edin. Kat kat giyinerek aşırı terlemeyi önleyin. Anne adaylarının dikkat etmesi gereken bir diğer nokta ise ayakkabı seçimidir. Kar ve buz gibi zeminlerde kaymayacak ve ayağı sıcak tutacak ayakkabılar tercih edilmeli. Öte yandan soğuk havalarda cildin kuruyup çatlamamasına da özen gösterilmeli. Bu süreçte cildiniz daha hassas olacağından özel bakım gerekebilir. Elinizi ve yüzünüzü ılık su ile yıkayabilir, nemlendirici kremler kullanabilirsiniz. Bol su tüketimi hem cilt hem de genel sağlığınız için ihmal edilmemeli.Kullanacağınız tüm ürünleri www.bebekavm.com.tr den güvenle alabilirsiniz.

Erken Hamilelik Belirtileri


Birbirlerini seven iki insanın en büyük mutlulukları, evlilikle taçlandırdıkları ilişkileri olmaktadır. Aralarındaki sevgi bağını aile kurma yönünde geliştiren bireyler, hem mutlu hem de sağlıklı bir aile olmak için evlilik adı verilen törenlerle aynı evde yaşamaya başlarlar. Evlilik çoğu toplumlarda ve topluluklarda cinsel birleşmeyi yasallaştırıcı bir olay olarak görülür ki Türkiye’de bu toplumlardan bir tanesidir. Bu anlamda bakıldığında evliliğin toplumsal tutum ile ilgili olduğu ve toplumsal baskıdan kaçınmak için evlenildiği, bu şekilde cinsel birleşmenin meşrulaştırıldığı apaçık ortadadır. Toplum evlenme akdinin tamamlanmasından sonra yeni çiftte karşı olan beklentilerini üreme yönünde arttıracaktır. Bu süreçle birlikte aileye yöneltilen çocuk soruları sıkıntı veren bir hal almaya başlar. Çocuk genelde anne ve babanın ortak kararı ile dünyaya gelmektedir, ama bazı durumlarda toplumsal baskı da etkili olacaktır. Bu anlamda gebeliğin başlaması ve devam etmesi için bazı koşulların sağlanması gerekir. Eğer ailenin fiziksel, biyolojik, sosyal, psikolojik durumları bebek için uygunsa aile artık ebeveyn olmaya hazır hale gelmiş demektir. Bundan sonra beklenen gelişme ise erken hamilelik belirtileri olarak karşınıza çıkacaktır.

Erken Hamilelik Nasıl Belli Olur? Her hamilelik ilerleyen dönemlerde kendini bir şekilde belli etmektedir. Baş dönmesi ve adetten kesilme yerine erken hamilelik belirtilerinin bilinmesi, hamileliğin farkına varılmasında size daha fazla kolaylık sağlayacaktır. Belirtilerin çoğu zaman çeşitli hastalıklarda görüldüğü de göz önüne alınmalıdır ve bu yüzden yalnızca 1 belirti ile hamilelik olduğu kanısına varılmamalıdır. Erken hamilelik belirtileri genelde birbirini takip eden bir seride işlemektedir. Erken Belirti: Yorgunluk Yorgunluk hamileliğin neredeyse ilk belirtilerindendir. Hamile kalan bayanın vücudunda progesteron hormonu, hamile kalmayan bayana göre çok daha fazla salgılanır. Bu hormon kişide yatıştırıcı bir etki yaratır ve salınım hızlandıkça yorgunluk yoğun bir biçimde hissedilir. Ayrıca metabolizmanın yeni oluşacak fetüse de kendini hazırlamaya çalışması için hızlanması da yorgunluğu tetikleyecektir. Bu yüzden erken hamilelik belirtilerine bakıldığında yorgunluğun olmaması kaçınılmaz görünmektedir. Yine de yorgunluğun mevsim geçişlerinde de sık sık yaşandığı düşünülerek duruma yaklaşılırsa, hayal kırıklığı yaşama olasılığından oldukça uzak durulmuş olur. Erken Belirti: Göğüsler ve Hassasiyet Göğüsler hamilelikte ilk sinyal veren yerlerdendir. Genelde hormonsal değişimlere bağlı olarak vücutta göğüslerin şişmesi, sertleşmesi ya da aşırı hassas olması gibi durumlarla karşılaşılmaktadır. Bu belirtiler hemen hemen regl dönemlerinde yaşanan değişimlerle aynıdır ama bu durumda ayırt edilmesi için diğer değişimlerle desteklenmesi gereklidir. Erken Belirti: Kusma ve Bulantı Bulantı ve kusma, halk arasında hamileliğin en yaygın bilinen belirtilerinden birisi olarak karşınıza çıkar. Bulantı ve kusmanın hamilelikteki nedeni yaşanan hormon değişimleri olmaktadır. Dengesiz bir şekilde yükselen ya da düşen hormonel değerler bulantıya neden olur. Anne adayının vitamin ve demir eksikliği yaşadığı durumlarda bulantılar ya da kusmalar en yüksek düzeyde ortaya çıkmaktadır. Erken Belirti: Kabızlık ve Sık İdrara Çıkma Vücuda yeni katılmaya çalışan bir bebeğe karşı vücudun verdiği tepkiler ilk dönemlerde şaşılacak kadar çoktur. Bu tepkilerden bir tanesi de kabızlık ve sık sık idrara çıkma durumudur. Bu belirtilerden yalnızca sık idrara çıkma durumu her gebe annede görülmektedir. Bunun yanında kabızlık çoğu annede belirti olarak ortaya çıkmayabilir. Erken Belirti: Baş Dönmesi Hamileliğin erken belirtilerinden bir tanesi de baş dönmesidir. Hamilelikte kan damarları genişlemeye başlar ve bu durum tansiyonda bir takım dengesizliklere neden olur. Bu dengesizlikler genelde düşük tansiyon olarak ortaya çıkar. Uzun süre ayakta kalan ya da aniden ayağa kalkan hamile bayan baş dönmesi yaşayabilir.www.bebekavm.com.tr oluşturduğu tablodan faydalanabilrisiniz.